Köprü Yapmak Ne İşe Yarar? Bir İzmirli Genç Gözüyle İzmir’de, bir gün sahilde yürüyüş yaparken köprüler hakkında düşündüm. Evet, yanlış duymadınız; köprüler! Ama normalde biri bana “Köprü yapmak ne işe yarar?” diye sorarsa, ilk başta gülüp geçerim. Çünkü İzmir’de yaşıyoruz, köprülerin her türlüsü var; Karşıyaka-İzmir arasındaki vapurlar gibi, adeta ikonikleşmiş bir ulaşım aracı. Ama işin içine biraz daha derin düşünce katınca, “Köprü yapmak” demek sadece taşları bir araya koymak değilmiş, hayatın çok daha derin bir anlamı varmış. Hadi gelin, biraz mizahi bir şekilde köprülerin hayatımıza ne kattığını sorgulayalım. Köprü Yapmak: Ağızdan Çıkan Söz Mü, Gerçekten Bir Şey Mi? Bir gün…
Yorum BırakYazar: admin
Kuran’a Göre İnsanın Yaratılış Amacı Ne? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış İstanbul’da bir günün sabahı, metrobüse binmeye çalışırken bir an durup etrafıma bakıyorum. İnsanlar telaşlı, bir yandan telefonlarına bakarak mesaiye yetişmeye çalışıyorlar. Ama asıl dikkatimi çeken şey, her biri farklı bir dünyadan gelmiş gibi görünmelerine rağmen, hepsi aynı amaç uğruna savaşıyor: Daha iyi bir yaşam. Ama bu “daha iyi yaşam” meselesi nedir? Kuran’a göre insanın yaratılış amacı ne? İnsanın bu dünyada varlık nedeni ne olmalı? Hadi gelin, bu soruyu toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi kavramlar üzerinden inceleyelim. İnsan Yaratılışının Temel Amacı: İbadet ve Adalet…
Yorum BırakBiyolojik Olarak Aşk Nedir? Aşk, herkesin hayatında bir şekilde yer bulan, yaşanması farklı şekillerde yorumlanan ve bazen karmaşık hale gelen bir duygu. Ancak bu duygunun biyolojik temelleri, aslında düşündüğümüzden çok daha karmaşık ve toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi faktörlerle şekilleniyor. Sokakta, toplu taşımada ya da işyerinde gördüğümüz ilişkiler, bu biyolojik temellerin nasıl toplumsal yapılarla etkileşime girdiğini gözler önüne seriyor. Biyolojik Temeller: Aşk ve Beyin Kimyasalları Biyolojik açıdan aşk, dopamin, oksitosin, serotonin gibi nörotransmitterlerin etkisiyle şekillenen bir deneyim. Dopamin, zevk ve ödüllerle ilişkilendirilirken, oksitosin ise bağlanma ve güven duygusuyla özdeşleşir. Serotonin ise ruh halimizi düzenleyen bir kimyasal. Bu üç…
Yorum BırakGiriş – Öğrenmenin Endüktif Gücüyle Tanışmak Hayatın bir koltuğunda oturup bir öğretmenin ya da bir uzmanın anlatacağı bilgiyi beklemek kolaydır. Ama gerçek öğrenme – bireyin kendisini keşfetmesi, sorular sorması, yanıtları araması ve kendi zihninde inşa etmesidir. Bu yazıda, “endüktif güç” diyebileceğimiz; öğrenenin etkin katılımıyla, deneyim ve merak aracılığıyla bilgiye ulaşma yetisini — öğretim süreçlerine, teknolojiye ve toplumsal bağlama entegre ederek — tartışmak istiyorum. Amacım sizi; sadece bilgi tüketen değil, bilgiyi dönüştüren biri olarak yeniden düşünmeye davet etmek. Endüktif Güç Nedir? Eğitsel Bir Kavram Olarak Anlama Endüktif güç, burada fiziksel bir kavram olmaktan ziyade metaforik bir yeti: bireyin somut deneyimler, gözlemler…
Yorum BırakDin İnancının Kültürümüze Ekonomik Etkileri Bir Ekonomistin Girişi: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi, temel olarak kaynakların sınırlılığıyla başlar. İnsanlar, kısıtlı kaynaklarla, sonsuz isteklerini karşılamak üzere seçimler yapar. Bu seçimler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, ekonomiyi şekillendiren önemli unsurlardır. Ancak bu seçimler yalnızca maddi faktörlerle değil, aynı zamanda kültürel ve ideolojik faktörlerle de belirlenir. Din inançları, insan davranışlarını ve toplumsal normları derinden etkileyen, kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Ekonomist olarak, dinin kültürel bir unsur olarak ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirmek, piyasa dinamiklerini, bireysel kararları ve toplumsal refahı anlamak açısından oldukça önemli bir konuya işaret eder. Din, sadece bireylerin manevi yaşamını şekillendiren…
Yorum BırakZeytinyağı Saç Gürleştirir Mi? Küresel ve Yerel Perspektifler Zeytinyağının faydaları hakkında genellikle hepimiz bir şeyler duymuşuzdur. Yıllardır mutfakta, salatalarda, yemeklerde sıklıkla kullandığımız bu doğal yağ, aslında saç bakımında da oldukça popüler. Zeytinyağı saç gürleştirir mi? Bu soru son zamanlarda benim de kafamı kurcalamaya başladı. Hem yerel hem de küresel açıdan baktığımda, zeytinyağının saça olan etkileri hakkında çok farklı görüşler ve uygulamalar var. Hadi gelin, hem Türkiye’deki hem de dünyadaki bu konuda ne düşünüldüğüne biraz daha yakından bakalım. Zeytinyağı ve Saç: Yerel Bakış Açısı Bursa’da, özellikle zeytinyağının fazla tüketildiği ve yaygın olduğu bir şehirde yaşıyorum. Burada zeytinyağı, sadece mutfak kültürünün bir…
Yorum BırakTürkiye Sigortayı Nereye Şikayet Edebilirim? Gelecekte Sigorta Şikayet Kültürü Nasıl Değişecek? Sigorta sektörü, her geçen yıl daha fazla dijitalleşiyor ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Ama bu gelişmelerin, sigorta şirketleriyle yaşanan sorunları ne kadar çözeceğini merak ediyorum. Şimdi, “Türkiye sigortayı nereye şikayet edebilirim?” sorusunu soran birinin cevabını ararken, geleceği biraz düşünmek gerek. 5-10 yıl sonra, sigorta şikayetleri nasıl şekillenecek? Bu süreç, dijitalleşmeyle birlikte daha kolay hale gelir mi, yoksa insan faktörünü tamamen ortadan kaldıran bir sistemin içinde sıkışıp kalır mıyız? Hadi, bu soruyu birlikte tartışalım. Sigorta Şikayetleri Bugün Ne Durumda? Öncelikle, Türkiye’de sigorta şikayetlerinin yapıldığı mevcut…
Yorum BırakAğaca Sarılmak: Eğitimde Dönüşüm ve Öğrenme Hayat bazen bize basit gibi görünen bir öğretiyi, derinlemesine kavrayabilmemiz için karmaşıklaştırır. Öğrenme, yalnızca okullarda ya da akademik ortamlarda gerçekleşen bir süreç değil, aslında hayatın her anında, her durumda yaşadığımız, duygusal, zihinsel ve fiziksel bir yolculuktur. Peki ya bir ağaca sarılmak? Bu, öğretiyle ilişkilendirilebilecek ne kadar anlam taşır? Kimi insanlar ağaca sarılmayı bir rahatlama, huzur arayışı olarak görse de, bir ağacın kollarına sarılmak aynı zamanda bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olabilir. Bu yazı, eğitimin ve öğrenmenin dönüştürücü gücüne dair derinlemesine bir bakış sunarak, pedagojik bir perspektifle bu sembolü keşfetmeye çalışacak. Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Öğrenme, insanın…
Yorum BırakPisagor Teoremi ve Günlük Hayatımda Bir Kez Daha Karşımda: Bir Kayseri Hikayesi Bugün Kayseri’nin o kendine has soğuk havası vardı. Yolda yürürken, etrafımdaki buz gibi havaya rağmen içimi kaplayan sıcak bir his vardı. Ama bir yanda da garip bir kararsızlık, sanki bir şey eksikmiş gibi bir boşluk… Birden, yıllar önce öğrendiğim bir şey geldi aklıma: Pisagor Teoremi. “Pisagor teoremi günlük hayatta nerelerde kullanılır?” diye düşünmeye başladım, bir yanda sokakların sesi, diğer yanda kafamın içindeki sorular… Bu yazıyı yazma kararı da tam o an, tam da bu hisle doğdu. Geceyi Bir Hesapla Aydınlatmak Geçen gece, odamda bir hesap yapıyordum. Yalnızdım, etrafımda…
Yorum BırakGiriş: Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Kelimeler, düşündüğümüzden çok daha fazlasıdır. Onlar sadece birer iletişim aracı değil, bir evren yaratma gücüne sahiptir. Anlatı, bir karakterin içsel yolculuğundan, bir toplumun kültürel yapısına kadar her şeyi yansıtır. Bugün, kelimelerin seslerini ve ritimlerini sadece bir anlam taşıma aracı olarak değil, derin duygusal katmanları ve sembolik güçleriyle keşfedeceğiz. Tıbbî bir terim olan “arthr” (eklem), kelimelerle şekillenen bir evrenin içinde farklı anlamlar kazanabilir. “Arthr” gibi bir terim, genellikle bir hastalıkla ilişkili olsa da, edebiyatın gücüyle dönüşebilir; bazen bir acıyı, bazen bir kavramı, bazen de bir toplumsal gerçeği simgeler. Edebiyatın dönüştürücü gücü sayesinde, bu gibi…
Yorum Bırak